Prof. Dr. Şükrü Ersoy ülkemizde geçmişte görülmeyen hava olaylarının, 150km'ye varan fırtına ve kasırgaların görülmeye başlandığını söylüyor. Biz ABD yada Asya ülkeleri gibi bu tip olaylara alışık ve hazırlıklı da değiliz.
Fırtına olmasa bile değişken hava sıcaklıklarının, artan nem oranların, ani yağan şiddetli yağmur yada dolunun fark edilmemesi mümkün değil.
Neden oluyor bu değişimler?
Temel sebep havada olmaması gereken, ama bizim yaptığımız bazı şeylerden ötürü atmosferimizde sıkışıp birikmekte olan bazı gazlar.
Normal şartlarda havada ağırlıklı olarak Karbon dioksit ve Nitrojen bulunması gerekiyor.
Ancak kömür, doğal gaz ve petrol yakıyoruz. Bunlar yakıldığında içlerindeki karbon açığa çıkıyor. Bu karbon başka elementlerle birleşip ağırlaşıyor; yükselmek yerine dünya yüzeyine düşüyor. İşin en kötü tarafı şu; bu elementler karbondioksitten çok daha fazla ısı yaratıyorlar.
Metan 25 kat, Azot Protoksit 298 kat daha fazla ısı tutulmasına sebep oluyor.
Enerji ekvatora doğru hareket ettikçe ısı salınımları artıyor; ya fazla ısınıyor ya fazla soğuk oluyor. Kuvvetli yağmurlar, zamansız yağışlar, hiç gelmeyen yağmurlar.... gittikçe artıyor.
Buraya kadar yazılanlar yeterli gibi gelebilir ama değil.
Çünkü bir çok bilim insanı toprakta olan biten ve yapılanların bu bozuk döngüye etkisi olmadığını zannediyor yada bundan bahsetmek işlerine gelmiyor.
Toprağı sürdüğümüzde toprağın alt katmanlarını güneşle buluştururuz. Bu alanlara ilk gelenler topraktaki bakterilerdir. Sayıları patlar.
Topraktaki organik maddeyi tüketmeye başlar ve karbon dioksiti açığa çıkartırlar.
Sağlıklı bir toprakta olması gereken bu aşırı artan sayıdaki bakterilerin daha büyük mikroorganizmalar tarafından yenmesi ve onların dışkılarından bitkilerin beslenmesidir.
Ancak bu mikroorganizmalar sürme esnasında parçalandıkları, eklenen kimyasal gübrelerle zayıfladıkları ve zehirlerle (ilaç denen) yok edildikleri için bakterilerin sayısının artmasına engel kalmamıştır. Hızla yeni besin kaynaklarını yok edip karbon dioksiti atmosfere salarlar.
Ama karbon dioksit en kötü gaz değildir. Yukarıda bahsettiğimiz ve çok daha fazla ısıyı tutan gazlar esas tehlikedir.
Daha önceki yazılarda bahsetmiştik; toprağın sürülmesi alt katmanlarda sıkışmaya ve bunun neticesinde oksijensiz kalan ortamda ANAYROBİK (Oksijenle beslenmeyen) organizmaların oluşmasına yol açar.
İşte bu organizmalar NO2 ve NO3'ü dönüştürüp atmosferde ısıya yol açan bu gazların açığa çıkmasına sebep olurlar.
Sürme işlemiyle;
*Topraktaki değerli KARBON kaybedilmiştir;
*Ağır gazlar atmosfere, dünyanın yüzeyine yığılmıştır;
*Hava değişimleri gelecekte başımızı bugünden çok daha fazla ağrıtacaktır;
*Bitki ve insan hastalıklarının artmasına sebep olacaktır.
