top of page
Ara

Hayvan Gübresinin Etkileri

Yıllar boyu kiraladığım hobi bahçesinde, diğer tüm tarlalarda olduğu gibi gübreyle toprağı beslerdi. Üzerinde dumanlar tutan gübre yığınları, yanından geçilemeyecek kadar kötü bir koku salardı ortalığa. Bu kadar kötü kokan, üzerinde sinekler uçan bir maddenin toprağa nasıl bir fayda getirdiğini sorgulardım ama, yüzyıllardır uygulanıyor ya, doğru ve iyi bir şey yapılıyordur herhalde derdim.


Toprağın bir domates fidesi için yeterli besini barındıramayacağı, o nedenle sürekli beslenmesi, takviye edilmesi gerektiği fikri zihnimize bir şekilde yerleşmişti. Aksini söyleyen de olmadı. İşin ilginç tarafı, sürekli hastalanan, garip kahverengilikleri, böcekleri olan sebzelerin durumu için sürekli bir takım bahaneler bulunuyordu; yok samyeli, yok fazla yağmur, aşırı sıcaklık vs... İnsanlara sorduğum sorulara bir türlü yanıtlar alamadığım noktada bu bahaneleri duymaya devam etmek yerine gerçek sebepleri bulmak için eğitim almam gerektiğine karar verdiğim ve eski usul bahçeciliği bıraktığım anı hatırlıyorum. Şimdi biliyorum ki hayvan gübresi, her hangi hayvan olursa olsun anaerobik olarak kabul edilmeli.(hayvanın sindirim sisteminin büyük bir kısmından anaerobik olarak geçer) Sağlıklı organizmaların büyüyeceği bir ortama, sağlıklı bir kompostlama yöntemiyle aerobik duruma dönüştürülmeden, ister taze ister beklemiş olsun, kullanılmamalı. İki sebebi var; Birincisi hayvanların bedeninde insanlara da zarar veren patojenler yaşıyor. Bunlar dışkılarıyla dışarıya atılıyor. Bu patojenlerin o dışkı içinde kurumaya bırakıldıkları durumda dahi, ölüp ölmediklerini garanti etmek (mikroskop analizi yapmadan) mümkün değil. Toprak için sağlıklı bir besin kaynağı, aerobik organizmaların içinde barınacağını sadece varsayabiliyor, yani işi şansa bırakıyoruz. Aerobik organizmalar baskın değilse, anaerobikler baskın ise, bu gübreyle toprağı beslemiyor, hastalığı ve zararlıları bitkinin üzerine davet ediyoruz. Hatta bağıra bağıra çağırıyoruz, gelin burada zayıf bitkilerimiz var, onları yiyin bitirin diye. İkincisi de, toprağa uzun vadede çok büyük zararlar veriyoruz. Hayvanlara yedirilen minerallerle, ağır metallerle dolu gıdalar, çok miktarda TUZ barındırıyor. (suda eriyen her şey tuzdur). TUZ bitkinin, toprak içindeki canlıların baş düşmanı.

Başlangıçta toprakta iyi (aerobik) ve ayrıştırıcı bakteri ve mantarlar (fungi) mevcut ise, bunlar tuzu da diğer besinlerle birlikte ayrıştırabiliyor, bedenlerine alıp topraktaki yoğunluğunu azaltıp, organik maddeye dönüştürebiliyorlar. Bu dönemde biz diyoruz ki 'Aa, gübre ne kadar iyi geldi toprağa, besledi, büyüttü bitkileri'. Ama zamanla bu yararlı organizmalar (sürülerek, suni gübreler atılarak, zehir atılarak) öldürüldüğünde, bu tuzu ayrıştıracak organizmalar yok olmaya başlıyor. Toprağımız o tuzla bir başına kalıyor. Hele toprağın alt katmanlarında bir yerde sıkışma durumu varsa bu sular derinlere inemiyor. Güneş ve ısıyla birlikte su buharlaşmaya başladıkça, su yukarı doğru hareket ediyor ve tuz alt kademelerde birikiyor. Bu birikim gittikçe yukarı doğru hareket ediyor. Tuzlanmış ve fırına atılmış balık nasıl olur bilirsiniz. Kaskatı, kaya gibi. İşte toprakta da böyle katmanlar oluşuyor. Sağlıklı organizmaların adımını atamayacağı ama sağlıksız hastalık ve zararlıların cirit atacağı ortam. Hayvan gübresini (yarasa gübresi dahil) çok kontrolü bir şekilde kompostlaştırılmadan kullanılmamalı. Kompost yapmak konusunda bilgi ve tecrübemiz yoksa ve gübre kurutularak kullanılacaksa, en az iki sene, orta kısımları hava alacak şekilde yayılarak, hiç bir kısmı oksijensiz bırakılmadan (üstü örtülmeden mesela),aerobik organizmaların oluşmasına müsaade edecek şekilde bekletilerek kullanılmalı. Kokusuna, rengine (siyah olmamalı), içinde yaşayan organizmalar (solucan olmalı mesela) bakıldıktan sonra kullanılmalı.


Besini çok doğal, kaliteli çayırlardan gelen, yıllardır sağlıklı ve uzun ömürlü olduğunu bildiğimiz, kontrollerden geçmekte olan hayvanların (koyun, inek, at vs.) dışkılarını bulabiliyorsanız eğer, bu gübreler yine doğru şekilde kurutulduğunda, kompost yapıldığında, ve hatta çay yapıldığında toprağımıza çok fayda getirebilir. Hayvanların neyle beslendiğini biliyor olmalıyız. Yine de toprağımız sağlıklı ise, sağlıklı organizmalar var yeterli türde ve sayıda mevcut ise gübreye ihtiyaç duymayız. Ama toprakta sorun varsa, sağlıklı gübreyi (öncesi ve sonrasında mikroskop çalışmaları yapılmak kaydıyla) doğru kurutma yada kompostlaştırma yöntemiyle kullanabiliriz.


Bazen hiç bir şey yapmamak (emin olmadığımız gübreyi eklememek) en doğru şeyi yapmaktır. Bu şekilde toprağa ve bitkilerimize hem kısa hem uzun vadede gerçek bir fayda sağlamak mümkün olabilir.

113 görüntüleme
bottom of page